
Zeytindağı: Falih Rıfkı Atay
Zeytindağı Falih Rıfkı’nın I. Dünya Savaşı sırasında Cemal Paşa’nın emir subaylığını yaptığı Filistin ve Suriye cephesindeki anılarını içermektedir. Dili zaman zaman Osmanlıcaya kaysa da lisans ve üstü biraz, kitaba aşina herkesin okuyabileceği bir kitap. Edebi açıdan mükemmel. Bir dilin başarılı şekilde kullanıldığında insana nasıl haz vereceğini bu eserde bulabilirsiniz.
Eser ayrıca Osmanlı nasıl yıkıldı? Sorusunun cevabını vermektedir. Yazar iyi bir gözlemle İstanbul bürokrasisi, Anadolu, Suriye ve Filistin ahvalini resmetmiştir. Osmanlı’nın Arap coğrafyasıyla ilişkisini özetlerken, “Floransa ne kadar bizim değilse Kudüs de o kadar bizim değildir? Halep’ten aşağı ne Türk kağıdı (emir) ne Türk ne de Türkçe geçmiştir. Burada (dört yüzyıl) bir kiracı, bir turist gibi gezdik” ifadelerini kullanır. Bu tespitlerini somut hikayelerle zenginleştirir. Mesela Kudüs’e vardığı zaman kahvaltılık bir şeyler alması için çarşıya göndereceği çalışanına derdini anlatmakta zorlanır. Atay’a göre bu durum bile Türk dili, kültür ve yönetiminin Arap coğrafyasına inmediğinin bir kanıtıydı. Buna göre bugün sıklıkla söylediğimiz “biz 600 buralara hükmettik. Tarihsel bağlarımız var!” türü söylemlerin Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın çoğunda geçerliliği yoktur.
Atay, kitapta bedevi Araplarla diyalogları, halkın çektiği kıtlık, savaş anıları ve Enver-Cemal-Talat Paşalara dair görüşleriyle Osmanlı son yıllarını anlamamızı kolaylaştırıyor. Doyumsuz bir Türkçe, kıvrak bir zekadan damlayan nükteler kitabı okunası kılmış. Biyografi, tarih, edebiyat iç içe.